
“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.“ der Tolstoy.
(Ancak bu sözün Tolstoy tarafından söylenip – söylenmediği hala tartışma konusudur.)
Ya bir yerden kaçarsın ya bir yere sığınırsın. Ya birinin gözlerinden gidersin ya da birinin gözlerine gidersin.
Anadolu’nun hafızası insanı hüzne boğan içinde sayısız hikâye barındıran yaşanmışlıklarla doludur. Ayrılık, kavuşma, gurbet, acı, özlem, yokluk – yoksulluk en sıklıkla kullanılan sözcüklerdir.
Gözyaşlarının her halini, birini beklememenin, yollamanın derin boşluğunu en iyi gar taşları, bekleme salonları, mola yerleri bilirdi.
★★★
Yola çıkmak değil yolda olmaktı marifet, yolda yol için bulunmak, her yolda bir parçanı bırakmak, bölünmek, bölündükçe tamamlanmak. Gidilmek istenen mesafeyi saatlerle değil, günlerle tayin etmek, geçen zamanı ölçmemek, bunun içim telaşlanmamak, varacağın yer için dertlenmemek, yolda geçen zamanı varılan yere dâhil etmek, yol boyunca yaşananlar varılacak yerin, yapılacak işin, görülecek hesabın bir parçası saymak.
Biraz böyle başladı “Yenice Kitap’ın” yola çıkış hikâyesi. Bir yere varmak değildi amaç, yolda olmanın kendisi baştan çıkaracaktı bizi, iyi biliyorduk. Biraz anlaşılmak, biraz da anlamak için yola çıktık.
Bir şeyi daha biliyorduk; Yalnızlıkları birbirine benzeyen insanlar uzun yolda birbirlerini kaybetmiyorlardı ve koşullar ne olursa olsun, zaman kendi hüznünü ve sevincini bilir ve acısını bize kendi diliyle taşırdı. Gerisi tesadüfler buluşması olacaktı.
★★★
“Edebiyat başlı başına bir meydan okumadır. Varoluşun, inancın, direnişin en iyi ifadesi yazıdır. Kana hemen karışan güçlü zehirler gibi tüm dünyasını kuşatır insanın. Ülkenin tarihi işitilmeyenlerin tarihi olsa da her zaman kalbinin üstünde bir avuç güneş taşıyarak dolaşan bir şaire, bir yazara denk gelmek olasıdır bu topraklarda.
“Yenice Kitap” olarak biz de bu anlamada yola çıkanların kendi rotalarını çizmelerinde yön gösterici olmaya adayız.
Biliyoruz ki zaman yoldan hep hızlı akıyor ve insan ağlayınca, anlatınca ve yazınca rahatlıyor.
Dört tarafı hüzünle çevrili bir adadayız. Yalnızlık en büyük hastalık günümüzde. Edebiyat adına kıyısı olmayan şehirlere, rüzgâr artığı bir yelkenliyle gitmeye çalışan tüm arkadaşlara kapımız açık. Sadece; milliyetçi, ırkçı, dinci, öteleyici, ayırımcı ve içinde sevgi tomurcukları kararmış tüm dosyalara kapalıyız.
Kendini yazıyla aşmak isteyenler için bir “Yol Bilgisi’ kitabı olma hevesiyle ve hoşgörülü bir sabır inceliğiyle buradayız.
Yüzünüz hangi taraftaysa orası güzel görünsün…